1- Kendini Bilme'nin Ezoterik Dilleri Basım Yılı: 2022 Sayfa Sayısı: 182 Ebat: 13,5 x 21 2- Kendini Bilme’nin Gizemleri Basım Yılı: 2023 Sayfa Sayısı: 142 Ebat: 13,5 x 21 Basım Tarihi: Aralık 2023 Sayfa Sayısı: 142 Kitap Boyutları: 13,5 x 21 cm 3- Kendini Bilme’nin Işık İnsanları Basım Yılı: 2025 Sayfa Sayısı: 172 Ebat: 13,5 x 21 Gurdjieff misali yollara düşen Cüneyt Gültakın, doğunun doğusuna varmak ve daha çok ışık olmak için, yanıtlarını ne dinde ne de bilimde bulamadığımız soruların cevaplarını Kadim

Türümüz öfke ve arzu çevresinde toplanan sınavlarını aştığı, onları erdem ve ahlaka dönüştürdüğü, kısacası ön ayaklarını ellere çevirdiği zaman evrimini tamamlar. Eller bir uygarlık aracına dönüşür. Somut, niceliksel değişimler belli bir eşikte niteliksel ayrımlara neden olur. Biyoloji alanından çok ruhumuzun derinliklerine açılan alandan anlamlar bulmamız gerekir. Katı bilimin ayırıcılığından çok birleştiren, bütünü ilişkiler üzerinden gören anlayış bizlere yeni olanaklar sunabilir. Homo Luminus beşerden

Aleister Crowley, 20. Asra en çok damgasını vurmuş kişilerden biridir ve hayranları tarafından etrafında giderek artan bir kalabalık taraftar grubu oluşturmuştur. Aykırı ve asi kişiliği yüzünden onu büyük bir üstat, majisyen veya yeni bir çağın habercisi olarak görenler dışında onu Deccal, zındık veya kara büyücü olarak görenler de vardır. Hakkında çok sayıda yazılan kitaplar haricinde Regardie’nin son günlerinde ele aldığı bu kitap çoğuna fark atma sebebi. Regardie, Crowley’nin yanında iki sene bulundu ve

Binlerce yıldır varlığı bilinen Burç Çağları, gök kubbenin yavaş hareketinden meydana gelen her biri bir burcun hâkim olduğu ve önemli değişimler getiren dönemlerdir. Yakında Kova Çağına gireceğiz, ama son iki bin yıldır Balık Çağındaydık. Kitap insanoğlunun on binlerce yıllık geçmişine ışık tutarak geçmişimizdeki gizemleri çözmeye yöneliktir. Astrolojik Çağlar özelikle din ve inançların arkasındaki bilinmeyenlere ışık tutmaya yöneliktir. Atlantis, Gılgamış ve Nuh tufanları gerçek olabilir mi? Mısır uygarl

Dr. Francis I. Regardie'nin Hayat Ağacı Maji Üzerine Görsel Bir Çalışma adlı eseri, Batı maji geleneğinin derinliklerine inmek ve bu kadim bilgeliği özümsemek isteyen okuyucular için vazgeçilmez bir rehber niteliğindedir. Bu kitap, özellikle spiritüel arayış içinde olanlar ve majinin kökenlerine dair derin bir anlayış geliştirmek isteyenler için büyük fayda sağlayacaktır. Ayrıca eser, sadece teorik bir bilgi hazinesi olmanın ötesine geçer; okuyuculara maji sanatını nasıl etkin bir şekilde uygulayabilecekler

Efsanelerin ‘Tanrılar’ diye adlandırdığı uzaylıların katkılarıyla mı bizler dünyaya geldik? Evrende, dünyadan başka yerde canlı olması, hatta bunların İnsan olması ne kadar olası? Bir zamanlar dünyada yaşamış devler ırkının temsilcileri kimlerdi? …evrendeki milyarlarca gezegende yaşam olduğu kesin gibi. Peki evrendeki bu yaygın yaşam formlarının insan benzeri varlıklar olarak evrilmiş olmaları mümkün mü? Yapılan incelemeler, uygun koşulların sağlandığı her ortamda, dünya üzerinde gördüğümüz yaşamın benzerle

Kitapları en çok okunanlar arasında ünlü 20 asır okültist DionFortune, ‘Batı Ezoterik Geleneğinin Kayıp Sırları’ olarak görülen, insan aurasındaki manyetik güçleri yükseltme tekniklerini bu kitapta ifşa ediyor. Maji ve yaşamda bunların nasıl kontrol edilip yönlendirebileceğini anlatıyor. Bu esrarengiz gücün arkasındaki olası teorik ve bilimsel temeli açıklıyor. Öğrencisi Gareth Knight, konuyla ilgili çeşitli yönlerini aydınlatan yorumlarıyla kitabı zenginleştiriyor, daha önce söylenmemiş bazı pratik ayrıntı

Orta Sütun, Zihin ve Maji arasındaki denge, Batı ezoterik geleneğinin önemli figürlerinden ve Altın Şafak Hermetik Topluluğu ile olan bağlantısıyla bilinen Francis I. Regardie tarafından yazılmış bir kitaptır. Kitap, bireyin bedenlerindeki enerjileri dengelemek ve uyum sağlamak amacıyla Hermetik Altın Şafak Topluluğu tarafından geliştirilen "Orta Sütun" adlı özel bir ritüel uygulamasını detaylı bir şekilde açıklar. Bu ritüelin kökeni, Kabala'nın temel prensiplerine, özellikle Yahudi mistisizminde merkezi bi

Eski Mısır’ın spiritüel gelenekleri Batı Gizeminin ve Maji Geleneğinin temelini oluşturur. Ancak bu gelenekler, doğanın özünü ve onun insan, yaşam ve ölümle olan ilişkisini ele alan daha ilkel bir “şamanik” geleneğin üzerindeki bir örtüdür.Mısır Şamanı da, bu sembolizmi kullanarak bu ilksel spiritüelliği keşfetmek isteyenler için pratik bir rehber sunuyor. Mısır şamanizmi kent ortamında faaliyet gösteren ilk kültürlerden biridir ve teknikleri günümüze uyarlanmıştır.Nick Farrell, Antik Mısır’da bir köy rahib

Durugörü Nasıl Geliştirilir? adlı eser, psişik bir yetenek olan durugörüyü derinlemesine keşfeden bir rehber kitaptır. Ezoterik ve okült çalışmalar alanında önde gelen bir isim olan W.E. Butler tarafından kaleme alınan kitap, okuyuculara durugörü yeteneklerini fark etme ve geliştirmeyi amaçlayan pratik bilgiler ve alıştırmalar sunmaktadır. Butler, eserinde zengin bilgi birikimi ve okült konularındaki deneyimiyle, durugörü potansiyelini açığa çıkarmak için kapsamlı ve anlaşılır bir yaklaşım sunmaktadır. Yaza

Franz Hartmann, bu kitapta dünya tarihini en çok etkileyen, gerçek adı Yeheşua Ben Pandera olan mütevazi bir vaizin öğretilerinin kilise tarafından nasıl gizlendiğini ve tersine çevrildiğini anlatıyor. Yeheşua Ben Pandera, dünya tarafından İsa olarak bilinir. Peki kimdir Yeheşua? Babası kimdi? Yaşadığı çağda ona zındık, şarlatan, büyücü, kafir denmişken, onun adına yeni bir din yaymaya çalışanlar onu Mesih, Tanrı’nın oğlu, hatta Tanrı olarak adlandırdılar. Oysa Yeheşua’nın hakkındaki gerçekler farklı bir po

Sorularla Kabala Nedir? okurları Kabala hakkında anlaşılır ve basit bir dille keşfe çıkarmayı amaçlamaktadır. Kitap, Kabala'nın tarihini ve öğretilerini farklı açılardan soru cevaplarıyla ele alarak, Kabala'nın doğasını anlamamıza yardımcı olmaktadır. Yazar, Kabala'nın kökenlerini tarihsel ve kültürel bağlamda incelerken, bu mistik öğretinin nasıl şekillendiğini ve değiştiğini açıklar. Kitap, Yahudi geleneğine derinlemesine inerken, Kabala'yı sadece dini bir bakış açısıyla değil, aynı zamanda evrenin yapısı

Doğmadan önce neredeydik? Öldükten sonra bize ne oluyor? Peki ya rüya alemi neresi? Uyumak niye bir zorunluluk? Bu soruların tamamı tek bir şeyle ilintili; Ruhumuz… Ezoterik Öğreti bize Ruhun ölümsüz olduğunu söylüyor. Diyor ki; Ruh Tanrının bir parçası. Ondan çıktı ve yine ona dönecek. İşte bu çalışma da Ruh gizemine ve yolculuğuna ışık tutabilme hedefi ile kaleme alındı. Metafizik dünyanın gerçekleri nedir? Astral Alem neresidir? Uyurken gittiğimiz bu aleme, uyanıkken de gitmek mümkün mü? Mümkünün ötesind

Takma ismi Papus olarak bilinen Dr. Gérard Encausse, gençliğinde Bibliothèque Nationale kütüphanesinde Kabala, okült tarot, maji, simya ve Eliphas Lévi'nin yazıları üzerinde çalışarak çok zaman geçirmişti. Bir süre sonra Madame Blavatsky tarafından kurulan Teosofik Cemiyetinin Fransız şubesine katılmıştı. 1888'de Rose-Croix Kabalistik Cemiyeti adlı kendi grubunu kurdu. Antik çağ toplumlarının gizli bilgilerini ve kutsal metinlerini çok iyi bilen, aynı zamanda bir hekim olması dolayısıyla Reenkarnasyona bir

Kadimlerin Tapınakları insan formuna göre tasarlanmıştı; bu nedenle insan bedeni yaşayan kutsal bir tapınaktır ve o, Rabbin Evi olan o mabedi düzende tutmak için oraya yerleştirilmiş bir başrahip olarak içinde yanan gizli ateşi canlı tutmakla görevlidir. Kurtuluşunun gizli anahtarı, cennet krallığının içimizde olduğu söylenir. İşte bu nedenle “benlik bilgisi” çağlar boyu bilgelerin uğruna bu kadar çabaladığı hedeftir. Bu, eski inisiyelerin tehlikelerin, hayal kırıklıklarının ve fedakarlıkların üstesinden ge

Atlantis bize ne çağrıştırır? Büyük bir uygarlığın kayıp bir mirası, yok olan egzotik bir cennet mi, hatta ilk insanların kovulduğu cennet bahçesi olabilir mi? Binlerce yıldır var olan kayıp uygarlıklar ve batık kıtalarla ilgili efsaneler insanlar için bir merak konusu olmuştur, ancak günümüzde bazı bulgularla bu efsane yeniden gündeme gelmiştir ve bu hikâye efsane mi gerçek mi sorusu tekrar soruluyor. Eğer gerçekse tarih, din, insanlık hakkında tüm bildiklerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekir. Belki de

Yeniden doğuş ya da ölümden sonra hayat, tüm insanlığın kolektif belleğinde kayıtlı olan bir düşüncedir. Gökyüzündeki cisimlerin ve döngülerin, yeniden doğuş özlemi olarak, simgelerle hayat bulduğu bu yersel izdüşümler, Sokrat’a göre insanoğlunun sonsuz yaşam isteğinden doğmuştur. Türkler, arkaik dönemlerde tarihi bir arşivleri olmadığı için, göç ettikleri coğrafyalardaki kayaların üzerine mantık ve düşünce sistemlerini, yaşayış tarzlarını, inançlarını, aile ve boy tamgalarını kazımışlardır. Çağlar boyu Şam

Nuray Bilgili’nin Türk Mitolojisindeki Fantastik Varlıklar adını taşıyan bu eserinde çeşitli boyutlarıyla gündeme getirdiği mitolojik varlıkların her biri araştırılmaya, yorumlanmaya ve uygulamalı çalışmalara esin kaynağı yapılmaya değer önemde ve özelliktedir. Türk mitleri üzerine yapılmış çalışma sayısı, hele bunlar arasında Türk araştırmacılara ait olanları son derece azdır. Bu bakımdan Nuray Bilgili’nin bu çalışması, kendi özgün bakış açısı ve tespitleri yanında Ülgen’den Erlik’e, Umay’dan Al Bastı’ya,

İçsel gelişim arayanlar için temel bir eser olarak önerilen bu kitapta, disiplinli düşünme ve duygu felsefesinde pratik talimatlar, içe dönük algıları geliştirme hedefi ile verilmektedir. Ezoterik disiplinlere yönelik bu güvenli ve mantıklı yaklaşım, Platon ve Pitagoras felsefesiyle desteklenen Doğu metafizik doktrinine dayanmaktadır. "Bu, gerçekten kendilerine yardım etmeye çalışan insanlar için bir kendi kendine yardım kitabıdır. Bu kitapta Bay Hall, uyanış yaşayan bir kişinin içinde gerçekte neler olduğu

Antik çağın sisli geçmişinden beri, uygulanması evrensel ve bilgeliği eskimeyen dikkate değer bir öğreti var olmuştur. Bu öğretiyi incelemek ve uygulamak, her insanın kalbinde, kendi bireysel sorunlarını ve dünyanın sorunlarını çözebilecek sezgisel bilgiyi yeniden uyandırmaktır. Hemen hemen her ülkede ve dinde öğretinin izleri ortaya çıkmıştır. Temel ilkeleri eski İran, Mısır, Hindistan, Tibet, Çin, Filistin, Yunanistan ve diğer birçok ülkede öğretildi. Ama en saf haliyle, M.Ö. son iki üç yüzyıl ile Hristiy