Şahkulu hakkında kitap yazmak, benim için hem bir görev ve hem de bir onur oldu. Bir yılın gece ve gündüzünde harcanan göznuru ve emekler, Şahkulu dünyasına armağan olsun. Yapıtın başarı derecesini okurlarımın takdirlerine bırakırken, 700 yıllık bir tarihin kitabını yazmak ilk defa bana nasip olduğu için kendimi mutlu bir insan olarak görüyorum.

Eksiklerimiz mutlaka vardır. Akan zaman içinde ve yapılacak baskılarda bunların giderileceği inancı ile değerli okurlarımın hoşgörüsüne sığınarak kaleme sarıldım ve bu aşamaya geldim.
Şahkulu Sultan, ulu bir kişi. Onun adını taşıyan bu köklü ve tarihi dergaha hizmet; ona inananlar için bir zevk ve gönül huzuru ile yapılan bir ibadettir. Bugün de dergahta yaşayan bir dünya varsa, haziresinde de yaşanılmış bir tarih saklıdır.

Yapıtın son bölümünü özet olarak İstanbul´daki Bektaşi Dergahları´na, bu dergahlarda hizmet vermiş postnişin babaların bilinen nefeslerine ayırdık. Bu dergahlar, çoğu kez Şahkulu ile ilintili ve Şahkulu da bu dergahlarla içiçe. Birini diğerinden soyutlamak olası değil. Her biri, aynı kültürün birer parçası ve ayrı birer hazinesidir.
O ulu tarihe ve köklü kültüre bağışlanma dileği ile...
(Önsöz´den)