Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 290 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14
Osman Şahin, baş kişisi, işsizlik, yoksulluk ve topraksızlık olan Başaklar Gece Doğar romanında, "70´li yılların Çukurova´sında, Ceyhan Sarıbahçe köylülerinin katılımıyla gerçekleştirilen bir toprak işgalinin gerçek öyküsünü anlatmaktadır. On, yirmi, otuz bin dönüm bitek hazine topraklarını yıllardır sürüp eken, işgal eden toprak ağalarına ses çıkamayan "yetkili"lerin, aynı toprakların pek azına giren köylülerin üstünde nasıl yırtıcı kuşlar gibi döndüğünü, köyü kuşattığını, kurulu düzenin ve onun yöneticile
100 TL.
Fark ettiniz mi, yağmurların hep aynı yağdığını? Ürktüğümüz seslerin yakın adreslerden geldiğini ya da yüreğimizin sevdadan çok acılara nişanlı olduğunu... Bilmesine biliriz de, içimizdeki sıcaklığı kime bırakacağımızı kestiremeyiz. Çünkü adına büyük harflerle başladıklarımız, hep aynı büyüklükte boşaltılar içimizi. Acaba bu yüzden midir boş namluya kolayca tetik düşürüp, herhangi bir cümlenin ortasında yanlış bir harf gibi yaşadığımız? Nihat Nikerelin, Ay Zamanı / Zalımca şiirlerinin satır aralarında gezi
90 TL.
Hangi köşeye kaçsak kurtulamadık şu hüzün yağmurlarından. Bir yandan gönlümüz ıslanıyor, bir yandan gözlerimiz. Ah bu aşklar! Ah bu ayrılıklar!.. Kimi zaman bir ırmak oluyor bu duygular, kimi zaman sağanak bir yağmur. Ve inadına denizlere akıyor. Ve o denizler ki, şarkılara, romanlara, şiirlere dönüşüyor. Ve gelip en olmadık saatlerde dalga dalga vuruyor sizi. İşte öyle bir deniz, bu Denizhan... Kimi zaman sesiyle, kimi zaman mısralarının nefesiyle yansıyor ta yüreğimize. Tanışıyorsunuz ansızın ve sonrası
80 TL.
Toplumsal yaşamı (düşünsel, kültürel vb.) büyük ölçüde etkilemeye başlayan kitle iletişim araçları arasında gittikçe hastalık derecesinde yaygınlaşan internet üzerinden yazılı konuşmayla iletişim kurma olgusu olan chatleşmeye insanlar neden gereksinme duyuyorlar? Gerçek yaşamda birbirlerini tanımayan (belki gerçek yaşamda çeşitli nedenlerle tanışsa bile iletişim ve ilişki kurmak, gerçek anlamda tanımak bile istemeyen ya da tam tersi, tanışmak isteyip de bazı nedenlerle tanışamayan) insanlar, neden sanal dün
100 TL.
İzzet Harun Akçay´ın, üçüncü öykü kitabı Gülistan´da çarpıcı öykülerinden sekizini okuyacaksınız. "...Elbiselerine eğildi Gülistan ve bir şey aldı, ağzı hilal biçiminde, on beş santim kadar sapı olan el tırpanını ve gölcüğe doğru ilerledi. Suya girmedi, durdu. Sağ elindeki tırpanı havaya kaldırdı, gökyüzüne baktı. Ben Gülistan´ım! / Bir omzumdu güneş. / Öbüründe a, / Saçlarımda Yıldızlar! / Bir memem oğlullarımı / Öteki kızlarımı emzirecek / Bir elimde tırpan, / diğeri fındık toplar! ... (Arka Kapak´ta
100 TL.
"Küçük pencereden görünen gece, tam geceydi. Dışarısı, sokak karanlıktı. Sokak lambalarının bir kısmı patlamış ve bir daha değiştirilmemişti. Kendiliğinden patlamamış olanları da büyük olasılıkla, sokağın mahallenin çocukları kırmıştı. Uzaktan gelen, şehrin ışıkları, bize yabancı bir şehirden, bizim dışımızdaki bir dünyadan geliyormuş gibiydi. Oysa aynı karanlığın, aynı kara nesnenin altındaydık... ...Geceye kara çarşaf demek, yatak demek belki bilinçaltından. Bir zina, yasak aşk, suçluluk duygusu. Bu k
120 TL.
"Tekbıyık" adlı bu kitapta, altı öykü var... Hiçbiri uydurma hayal mahsulü değil... Üçü de ayrı ayrı konuları olan, sosyal gerçeklerden oluşan, bilinmesi gereken olaylardır. Tekbıyık´ı çocukluğumda gördüm. Savaşta çarpışırken nasıl vurulup yara aldığını anlatmıştı. Bizim köyden 35 kişi gitmiş de savaşa, yalnız bu kahraman adam sağlam gidip ´tek bıyığıyla´ dönmüş köye. Fakir olduğu halde, kimseden beş kuruş para istemezdi. Hacı İbram, Zeyni Nenem´in kocasıymış. Çok çalışkan bir adam olan Hacı, ipek kozası ya
40 TL.
Bu ikinci ciltte Dersimli küçük kız Serçe´yi, artık bir İstanbul hanımı olarak tanıyoruz. Hiçbir zaman tadına varamadığı aşkı yaşamak ister ve bir subaya aşık olur. Ama bu ilişki onda büyük bir düşkırıklığı bırakarak biter. Serçe öylesine büyük bir düşkırıklığı yaşar ki, artık yaşamanın bir anlamı kalmaz ve yaşamına son vermek ister. Bir raslantı sonucu kurtarılır ama artık bu kentte ve bu ülkede kalmak istemez. 1960´lı yıllarınbaşında Almanya´ya işçi olarak gider. Tüm az gelişmiş ülke insanlarında olduğ gi
140 TL.
"Bu kitabı Berkeley´e geldiğim zaman yazmaya başlamıştım. İlk günlerdeki amacım bizim kuşağın yoğun bir biçimde yaşadığı 1965-1980 ve sonrasını belgesel biçimde kağıda dökmekti. Çokluk uçlarda yaşadığımız bu iki dönemi buruk yanları ile zaten parça parça kaleme almıştım. Ama belgesel niteliğinde bir kitap hazırlamak için böyle köpük yazılar yeterli olamazdı kuşkusuz. Bir belgesele duygularınızı da katabilirsiniz ama temelde olaylar tüm açıklığıyla, gerçek verilere dayanılarak yazılmalıdır. Oysa Türkiye´den
140 TL.
"İnsanoğlu, hep kendini anlatmak ister...Dertleşmeler sırasında çoğu insan, ´benim yaşamım bir roman´der. ´Ama okur-yazarlığım yok. Bir yazan olsa da, ben anlatsam o yazsa...´ İşte ben de, kendi kendimi romana dökmeden önce, okur-yazar olmadığım için resimler çiziyordum durmadan. Ben okur-yazar olur olmaz, yaşamımın çilesine, toplum katlarındaki insanların çilelerini de yumak edip, resimler yaptım. Ama anlatacak gözlemlerim çoktu roman gibi. İşte bu nedenle, resimlerime sığdıramadığım serüvenlerimi, yazın
160 TL.
Sınırsız bir özgürlük yok herhalde? Adi ve siyasi suçlamalarla yıllarca mapus damlarında yattım. Tutsaklıkların serüvenini, bundan önceki kitaplarımda yansıttım. Bu kitabımda ise, Özgürlüğün suretini çizmek istedim; fırçayla değil, kalemle: İlk uçağa bindiği zaman başladım yazmaya: Özgürlüğün böylesini hiçbir kimse benim gibi görmemiştir. Sanki bir masal: -Yum gözümü-yumdum. 15 yılda gerilen bir yayın zarpıyla fırladı özgürlük: -Aç gözünü-açtım. Bu bir rüya değil, gerçek: Sanki herkesin elinden tut
70 TL.
1971´de ilk basımı yapılan "Nöbet" kitabıyla o günkü öykücülüğümüze işçi sınıfı bakış açısıyla estetik bir boyut kazandıran Metin İlkin, bu kitabıyla da bugünkü öykücülüğümüze işçi sınıfı ideolojisinin tüm insanlığı kapsayan ufkunu getiriyor. Metin İlkin, bu öykülerinde kavram olarak sosyalizme ve fenomen olarak ülke sosyalizmlerini irdeliyor. Öykücülüğünde söz sahibiyiz. Hem bu kitapta işlenen konular yalnız ülkemizde sınırlı değil; Eski Yunan, Roma, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, İran toplumsal sava
40 TL.
Bu kitapta biraraya getirilen hikayeler, Gorki´nin, onları ele aldığı için ünlü yazarların sitem şimşeklerini üzerine çektiği, toplum dışı sayılan "Bosiyakların" hayatından esinlenerek yazdıklarından seçilmiştir. Baldırıçıplak ya da berduş anlamına gelen bosiyaklar, zamanın yazarlarınca, Rus ulusal gerçekçiliği laboratuvarında incelemeye değmez tipler sayılıyordu. Bu toplum tortuları edebiyat kişisi haline getirilmezdi. Çünkü onlar ne köylüydü ve ne yeni yetme burjuva, ne de aristokrattılar. Toplumun yarını
60 TL.
Bilirim Dayanır Yürek, bir 12 Eylül romanı. Tankların ve süngülerin hayatı kuşattığı, sokaklarda ve dağlarda insan avının sürdüğü, işkence tezgahlarından yüzbinlerin geçirildiği günlere götürür sizi. Anımsamalarınızı taze tutacak bir kapı açar. Bu karabasan daha çok fonda durur. Sahnenin önünde bu deli gömleğine direnen muhalif kimliklerin hikayesi işlenir. Kabuğu kalınlaştırılıp, çoraklaştırılan toplumun yanlız bıraktığı bir avuç insanın iç hesaplaşmalarını, korkularını, aşklarını, korkusuz ölüşlerini, b
100 TL.
 %  35
Kayıp Masallar
Kayıp bir masalla başlar önce hayat; sonra, aslında sonrası yoktur! Kayıp Masallar, çocukluğa duyulan bir özlem gibi. Büyümeyi reddeden bir çocuğun masalsı düş dünyası. Küçük Aşklar dile geliyor bu dünyada, yanağa kondurulan sıcak bir öpücükle doğup yürekte büyüyen, her şeye kadir olan aşklar. Hiçlik var Kayıp Masallar'da, bir çocuk rüyası gibi karanlık, saplantılı gidişler... Bırakılan hayat, henüz başındayken sessizce kaçılan. Hayat, kadınlar, anneler, babalar ve çocuklar... Yeni bir kalemin ışığında g
9.75 TL. 15 TL.
Tükendi
Bunaldıkları dünyadan uzakta, bir Adada yaşama özlemi, çok eski zamanlardan beri insanların düşlerinde yaşıyor. Yaşadıkları cehennemi gündelik hayattan kurtulma isteği bu temel ve sürekli düşü diri tutuyor hep. Oysa telaş, yarış ve hırs içerisinde yaşadıkları için kaçmak istedikleri dünyanın esas yaratıcıları olduklarını unutmuş görünüyorlar... Kendisiyle yüzleşme cesaretini gösteremeyenler, kendi iç yolculuklarını sürekli erteleyenler, kendini değiştirmekten korkan insanlar dış yolculuklardan, Adadan medet
13.89 TL.
Tükendi
İlk olarak 1936´ya yayımlanan Geceyi Anlat Bana, kitaba bir sunuş yazan ünlü İngiliz Şairi T.S. Eliot´ın Barnes için attığı zarın da katkısıyla belli bir çevrenin "kült kitabı" haline geldi. Eliot, "yalnızca şiirle terbiye edilmiş duyarlıkların tam anlamıyla değerlendirebileceği kadar iyi bir roman" diyordu yazdığı önsözde. Romanın olağandışı dil yapısı ve imgeci üslubu, gerçekçi betimlemelere sırt çeviren, yoğun göndermelerle yüklü "muğlak" anlatı çatısı, sonraları "modernist klasik"lerden biri olarak değe
9.26 TL.
Tükendi
Daha önce Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmış olan ünlü Üçleme´sinden sonra kaleme aldığı bu romanda Samuel Beckett, artık roman kurgusunu bozmaktan vazgeçmiş, sadece en temel öğelerine indirgediği anlatıyı, bir "yokluk duygusu" üzerine oturtmuştur. Murphy ve Watt adlı daha önceki romanlarda kahramanlar üzerine birtakım bilgiler edinebiliyorduk. Oysa burada anlatıcı bize sadece kendi konumuyla ilgili deneyimini aktarmaktadır. Roman kahramanı gibi gözüken Pim´in anlatıcısının kendisi olduğunu düşünürsek
20 TL.
Tükendi
 %  25
İzafiyet Teorisi Nedir?
Toplam 290 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14