Malumunuz olduğu üzere, Sultan II. Abdülhamid Han'ın çocukluk, şehzadelik, padişahlık sonrası sürgüne gönderilişi ve ölümüne kadar geçen sürede Osmanlı tarihinin en dikkat çeken, en çok eleştirilen, bazı kesimlerce hiç mi hiç sevilmeyen, üzerinde en çok tartışılan otuz üç yıllık dönem, imparatorluğun en zor yıllarıdır. Üç kıtanın son Hakan'ı ve dahi sürgünü II. Abdülhamid'in saray ve harem yaşamına değin uzanan geniş zamandaki yaşamı, elinizdeki kitabın ana temasını oluşturmaktadır. Osmanlı tarihinin hiçb

Kitap Tanıtım Yazısı: Bu kitap aslında hayatının baharında olan genç kardeşlerime yolculuklarında nasıl başarılı olabileceklerini anlatmak için yazılmıştır. Hayatımın çok büyük bir bölümünü kapsayan 27 yıllık iş hayatımda veya sosyal yaşamımda dişlerimle tırnaklarımla kazıyarak elde ettiğim bilgi ve deneyimlerin kısa bir sürede genç ve başarılı olmak isteyen kardeşlerime bir kitap parasına verilmesinden öte değildir. Anlatılan bu deneyimler ve yol gösterimler için harcanan kitap parası ve zaman, neredeyse

Hayatta doğru yolu seçmek, kötülüklerle, kötü olan şeylerle araya bir mesafe koymayı da gerektirir. İnsan geçmişinde ne kadar kötü olursa olsun bir gün gittiği yolun yanlış olduğunu anlayabilir ve kendini iyiliğe, yardımseverliğe ve insanlığa adayabilir. Bunun için hiçbir zaman vakit geç değildir. H. Elçibey Temel, Büyükbabam Doğru Yolu Seçti kitabında, gençlere doğru yolu seçmenin erdemi ve faziletlerini gösterirken, dünyamızı güzelleştirip zenginleştiren okunası kitaplara da değiniyor. Yanı sıra vücudum

Hayatta doğru yolu seçmek, kötülüklerle, kötü olan şeylerle araya bir mesafe koymayı da gerektirir. İnsan geçmişinde ne kadar kötü olursa olsun bir gün gittiği yolun yanlış olduğunu anlayabilir ve kendini iyiliğe, yardımseverliğe ve insanlığa adayabilir. Bunun için hiçbir zaman vakit geç değildir. H. Elçibey Temel, Büyükbabam Doğru Yolu Seçti kitabında, gençlere doğru yolu seçmenin erdemi ve faziletlerini gösterirken, dünyamızı güzelleştirip zenginleştiren okunası kitaplara da değiniyor. Yanı sıra vücudum

Çocuklar için genelde, onlar bizim geleceğimiz denir, ancak onlara yeterince ilgi, sevgi gösterebiliyor ve gözetiyor muyuz? Elbette iyiliğin ve sevginin olduğu bir dünya hem çocuklar hem de yetişkinler için elzem, fakat sevgi ve anlayış en çok da çocukların ihtiyacı. Şekerci ve Kız'da H. Elçibey Temel, yoksul bir küçük kız çocuğunun bir şekerci dükkânında karşılaştığı ilgisizlik ile buna bağlı yaşadığı hayal kırıklığının tertemiz düşünceler üzerinde yarattığı kirliliğe yoğunlaşırken iyiler ve kötüler arası

Yelkencilik, denizde-gemilerde çalışmak ve hayatını kazanmak üzere denizcilik mesleğini seçmiş olan, yani yaşamını deniz üzerinde bulunan araçlarda sürdürecek kişiler için, deniz üzerinde yaşayabilmenin vazgeçilmez alışkanlıklarını kazandıran temel işlevdir. Bu notlar, Kaptan Fuat Fahir Okan tarafından mesleğinin ayrılmaz bir parçası olan yelkenciliğin toplumumuza iletilmesine katkıda bulunmak üzere daha önce öğretmenlik yaptığı Denizcilik Meslek Lisesi öğrencileri için hazırlandı. Daha sonra da İstanbul Ye

Türkiye'de, kamu bürokrasisinde teşvik, takdir ve ödül yerine cezalandırma hep revaçta olagelmiştir. Geçmişten günümüzü, liyakatsiz yöneticilerin en sık başvurduğu yöntem olan cezalandırma, olağanüstü çeşitlenmekle birlikte çoğun sürgünde ifadesini bulmuştur. En kötü, en çok korkulan veya en uzak yer... Kim gitmek ister ki! M. Necat Özgür'ün Çemişgezek Sürgünü öykü kitabında öne çıkan bu memur tipi, aslında özel sektörde de hep sorunlarla karşılaşır. Çünkü genel olarak işini hakkıyla yapan, hakkını arayan

Bu eserde, akşamları ılık esen rüzgârın baharlı rahatlatıcılığını hissederken, yerine göre gerilecek ve bilinmez ama yaşanacak olan muhteşem bir senfoninin içine dalacak; göğün mavi, dalların yeşil, suların berrak olduğunu görecek ama akıl ve düşüncenin terazisinde tartıya vuramayacaksınız. Çünkü Velespit romanının her bölümünde ve dahi her karakterinde hayat içindeki yaşamların ruhlarına tül tül inerken karanlıklar, kimi kimin veya kimlerin avutulduğunu bilmeden gülümserken güneş; umutların şafak vaktinde

BİR AVUÇ MUTLULUK!.. Binlerce ışık huzmesi saçılır da güneşten, gözlerimizi kamaştırmaya tek bir ışın yeter... Rengârenk kır çiçekleri doldurur bahçelerimizi de, gönlümüzü anlamaya tek bir papatya yeter. Aşk için, sevgi için destanlar yazılır da, minicik dudaklardan çıkan tek bir söz yeter... Ne büyük bir nimettir ki sevginin açamayacağı kapı, geçemeyeceği engel, kıramayacağı güç yok. Bir de bu sevginin hayat denen yolların tüm kıvrımlarından dolaşa dolaşa, yumak yumak büyüyüp, iyice ustalaşıp başrolü kaptı

Gayet güzel. Başarılar... -Prof. Dr. Ali Nesin ... kendinize bir iyilik yapın ve bence bu kitaba bir göz atın. Hayatınıza katkısı olacağından eminim. -Azra Sarızeybek Kohen (Yazar) ... bir grup değerli öğretmenin bir araya gelip matematiği sevdirmek, anlatmak için gösterdikleri bu içten çabanın değerini en çok benim anladığıma emin olun. -Ahmet Şerif İzgören (Yazar) Dikkat Matematik Çıkabilir kitabını inceledim. Kitap, büyük bir emeğin eseri olarak yayına hazırlanmış. Kitapta alana değer katacak nitel

Bu kitapta insanın gelişim döngülerine ve yaşayış biçimlerine ağırlık verilmiştir. Çünkü insan kendine karşıt düşen her tür davranışlarını nasıl geliştirdiğini göremedikçe, özgür olabilmek için neyi ve neleri aşması gerektiğini de bilebilmesine imkân yoktur. Ancak böyle bir kitabı okumanın davranışlarında değişikliğe yol açacağı beklentisi de büyük bir yanılgıdır. İnsan çevresini tanırken bile içselliğinde oldukça seçicidir; yalnızca seçtiklerini görür, diğerleri ise ilgi alanının dışında kalır. Bu kitabı

Yaşam içindeki her türlü zorluklara rağmen, mutlu mesut olunabilir. Sen, okuyucu, etrafına şöyle dikkatli nazar ile bak, kendini neşelendirecek bir olgu, bir güzellik, bir oluşum; yani senin için vücuda getirilmiş yaşam gülünün sevinci, sevdiğin bir iş, sana uygun bir kitap, güzel ve cazibeli çiçekler, arkadaşlar, musiki, kahkaha ve içtenlikler, inan ki seni bekliyorlar!... Yaşamın bütün bu nimetleri, eğer sen istediğin takdirde emin ol ki hepsi senin emrindedir.

Yaşam içindeki her türlü zorluklara rağmen, mutlu mesut olunabilir. Sen, okuyucu, etrafına şöyle dikkatli nazar ile bak, kendini neşelendirecek bir olgu, bir güzellik, bir oluşum; yani senin için vücuda getirilmiş yaşam gülünün sevinci, sevdiğin bir iş, sana uygun bir kitap, güzel ve cazibeli çiçekler, arkadaşlar, musiki, kahkaha ve içtenlikler, inan ki seni bekliyorlar!... Yaşamın bütün bu nimetleri, eğer sen istediğin takdirde emin ol ki hepsi senin emrindedir.

Yaşam içindeki her türlü zorluklara rağmen, mutlu mesut olunabilir. Sen, okuyucu, etrafına şöyle dikkatli nazar ile bak, kendini neşelendirecek bir olgu, bir güzellik, bir oluşum; yani senin için vücuda getirilmiş yaşam gülünün sevinci, sevdiğin bir iş, sana uygun bir kitap, güzel ve cazibeli çiçekler, arkadaşlar, musiki, kahkaha ve içtenlikler, inan ki seni bekliyorlar!... Yaşamın bütün bu nimetleri, eğer sen istediğin takdirde emin ol ki hepsi senin emrindedir.

Yaşam içindeki her türlü zorluklara rağmen, mutlu mesut olunabilir. Sen, okuyucu, etrafına şöyle dikkatli nazar ile bak, kendini neşelendirecek bir olgu, bir güzellik, bir oluşum; yani senin için vücuda getirilmiş yaşam gülünün sevinci, sevdiğin bir iş, sana uygun bir kitap, güzel ve cazibeli çiçekler, arkadaşlar, musiki, kahkaha ve içtenlikler, inan ki seni bekliyorlar!... Yaşamın bütün bu nimetleri, eğer sen istediğin takdirde emin ol ki hepsi senin emrindedir.

Hastalıklarla (kanserle) savaşan bir çocuğun ebeveyni olmak dünyadaki en zor rol olmalı. Serap Yöndem-Yulu da bu kadar büyük bir yükü taşımak zorunda kalan annelerden sadece biri... 222 No'lu Oda bir umudun, şefkatin, azmin ve bir annenin öyküsü. Koşulsuz sevginin ve kararlılığın simgesi olan anne, kızını kollarının arasında teslim ederken bağlılığının, sevgisinin, azminin iç dökümleri... Hem dört yaşındaki oğlu Murat için hem de kansere karşı mücadele veren ve organ nakli bekleyen tüm ailelere bu kitabın

Derler ki, eğer âşık bir kadın ellerini ağzının iki yanına siper edip, sevdiğinin adını üç defa fısıldarsa, ah o adamda hiç geçmeyen, anlam veremediği bir huzursuzluk olurmuş. Derler ki, bir kadın âşık olursa cihan dururmuş. Kimi yazar olay biriktirir, kimi diyalog, kimiyse keskin gözlem gücüne sahip Tuba Kır gibi müthiş karakterler biriktirir. Bu karakterler o kadar kanlı canlıdırlar ki, ister istemez bir gün bir öyküye sebep olmak için harekete geçerler. Yazar bile mani olamaz artık onlara. Ölü Tozu, T

Bazen bir cümle onlarca sayfanın kapısını açar. Öze indirgenmiş düşünce, içinde barındırdığı açılımlarla diğer bütün düşüncelerin anasıdır. Bir kerede okunup geçilecek yüzlerce cümledense onlarca kez okunup üzerinde tekrar tekrar düşünülecek cümleler, sadeliğin gücüdür aynı zamanda. Laf kalabalığından arınmış ve sadeliğin gücüyle kuşanmış bu kitaptaki mottolardan biri de sizin olabilir. Özdeyişler veya aforizmalar olarak da tanımlayabileceğimiz mottolar, Sosyolog Sevil Atak'ın bilim, toplum bilim, eğitim,

Dünyaya gözlerini açtığı günden hayatının son günlerine dek dolu dolu yaşamış, fakat yine de kendi tabiriyle, gerçek aşka seyirci kalmış, yaşatamamış biridir Orhan Bey. Büyülü bir ortamda doğmuş ve gerçek anlamda büyülerin, sihrin revaçta olduğu, cahil halk topluluklarının büyülerden medet umduğu; toprak ağalığının, aşiret düzeninin egemen olduğu; kadınların ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü bir ortamda çocukluğunu geçirmiştir. Hayatı boyunca büyülere, büyülü şeylere ve sihre ilgi duyan Orhan Bey, çocu

Kahramanlarla birlikte doğanın da canlandığı, yürüdüğü, konuştuğu, karşı çıktığı, sorguladığı yaşanmışlıklardan süzülerek gelen ve acı bir geçmişin üzerinde yükselen epik bir kurgu. Okuru tarihle yüzleştirirken bir o kadar da derinden sarsıyor. Şiirsel bir üslubun da öne çıktığı romanda yazar, ne din ne tanrı ne de sermaye diyerek topraklarında özgürlük için yola düşenlerin hikâyelerini anlatıyor. Ali Olgun, bu romanında uzak sayılmayacak bir geçmişte, bu topraklar üzerinde yaşanmış haksızlıklara yoğunlaş