19. yüzyılda Normandiyanın Calvados eyaletine bağlı küçük bir köyde yaşayan 20 yaşındaki Pierre Riviere, çocukluğundan beri garip davranışlarıyla tanınmaktadır. İnsanlardan, bilhassa kadınlardan kaçmakta, karamsar ve dengesiz kişilik özellikleri sergilemektedir. Oldum olası kafasını meşgul eden yücelik fikirleri, ailesinde yaşanan sorunlarla birleşince onu adım adım korkunç sona yaklaştırır. Babasını mutsuzluklarından kurtarmak gibi, ulvi olduğunu düşündüğü bir misyon üstlenerek, annesini ve iki kardeşini ö

Bir halkın, oğullarının arasında en büyüğü saydığı bir adamı elinden almak, severek ya da kolayca yapılacak bir şey değildir, özellikle kendiniz de bu halktansanız. Fakat gerçeklik arayışında, hiçbir güç, sözde milli çıkarlar uğruna bizi yolumuzdan alıkoyamaz ve konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışırken tüm bunların bizim dağarcığımıza da faydası olabileceği beklentisi içinde olabiliriz elbet. Freudun, Totem ve Tabudan 25 yıl sonra yazdığı ve en tartışmalı kitaplarından biri olan Musa ve Tektanrılı Din, Musa

NEDEN ve NASIL ÂŞIK OLURUZ? ÂŞIK OLUNCA BİZE NELER OLUYOR? BİZİM İÇİN ONU DÜNYADAKİ HERKESTEN FARKLI KILAN ŞEY NEDİR? AŞKIN MANTIĞI KAVRANABİLİR Mİ? Ve en önemlisi, Aşkın büyüleyici yanı, modern dünyanın ürettiği strese karşı ruhumuzda ve beynimizde antidepresan etkisi yapabilir mi? Bas Kast, Antidepresan Olarak Aşkta bu sorulara yanıt arıyor ve bizi, yalnızca âşık olduğumuz kişiyle ilişkimizi değil, dünyayla kurduğumuz ilişkiyi de güzelleştirebilecek olan Aşk hakkında birlikte düşünmeye davet ediyor. Dün

Çağdaş psikolojinin üç büyük devinden biri ve analitik psikolojinin kurucusu olan C. G. Jung, Frieda Fordham için, "İnsan ruhunun daha iyi ve daha anlaşılır bir şekilde kavranmasına yönelik çeşitli çabalarımın okunabilir bir özetini ortaya çıkarmak gibi hiç de kolay olmayan bir görevi üstlenmiş. Bu hayranlık duyulacak yapıt için kendisine teşekkür borçluyum," diyor. Frieda Fordham, psikolojik tipler, kolektif bilinçdışının arketipleri, din ve bireyleşme süreci, psikoterapi, rüyalar ve yorumları ile psikoloj

Psikanaliz nedir?, psikanalizin temel okulları ve psikoterapinin uygulaması üzerine açık bir dille yazılmış eleştirel bir giriştir. Üstelik, olağanın ötesinde, sosyal kuramda uzmanlaşmış, aynı zamanda uygulamacı bir psikoterapist, akademisyen bir sosyolog tarafından yazılmıştır. İan Graib, psikanalizin bir derinlik psikolojisi ve bir gelişim psikolojisi olduğu kadar, sıradan duygulara ve düşüncelere yeni bir anlayış getirdiğini öne sürer. Graib, Freud´un, Klein´in, Lacan´ın çalışmalarını, nesne ilişkileri

AŞK VE ŞEHVET ÜZERİNE - Romantik ve Cinsel Duyguların Psikanalizi Theodor Reik´ın sevilen eseri "Aşk ve Şehvet Üzerine"de çiftlerin aşk hayatı, cinsellik, evlilik, anne babalık ve erkeklik ile kadınlığın gizli doğası tartışılıyor. Özgün dilinde tek cilt olarak yayımlanan bu değerli eseri iki cilt halinde yayımlamayı uygun bulduk. Romantik ve Cinsel Duyguların Psikanalizi adlı birinci kitapta, Reik´ın Freud´la hesaplaşmasına tanık oluyoruz. Aşk ve şehvet, temel dürtüler ekseninde masaya yatırılıyor; mazoşizm

"Ben ve Öteki" arasındaki ilişkiyi anlamak açısından psikiyatri uygulamaları çok iyi bir örnek oluşturmaktadır. Bu nedenle mesleğimden yola çıkarak bu felsefi probleme yaklaşmaya çalışacağım. İster tanı koyma, ister tedavi etme amacıyla olsun hasta-hekim ilişkisi, "ötekini anlamak" açısından bize çok önemli ipuçları vermektedir. "Ötekini anlama" çabası, psikiyatride nihai bir amaç değildir. Hemen her zaman "ötekini değiştirme" çabasının ön aşaması olarak görülür. Psikiyatri pratiğinin altında yatan ve on

Yaşamın getirdiği sorunların ve sıkıntıların aşılmasında hepimizin bir dost eline, bir dost omuzunu ihtiyacı vardır. Kendimiz iyi bir dost olabilir miyiz? Dostlarımızın zor anlarında onalar neler diyeceğimizi, nasıl davranacağımızı bilebiliyor muyuz? Onların duygularını, korkularını, sıkıntılarını anlıyor ve rahatlamaları için yardımcı olabiliyor muyuz? Dostlarımıza güveniyor ve onların da bize güvenmelerini sağlayabiliyor muyuz? Bu gibi soruların karşılığını ararken bocaladığımız çok olmuştur. Kendi sıkınt

Toplumumuz işleyişini düzgün bir şekilde sürdürebilmek için ne türden insanlara gereksinim duymaktadır acaba? Büyük gruplara kolay uyum sağlayabilecek ve bu gruplar içinde çalışabilecek, daha fazla tüketme arzusu taşıyan, tercihleri kolaylıkla etki altına alınabilen ve önceden tahmin edilebilecek insanlara gereksinim duyulmaktadır. Kendini herhangi bir otorite, prensip ya da inanca bağlı görmeyen, özgür ve bağımsız olduğunu hisseden ancak yine de kumanda altına alınmaya istekli, kendisinden bekleneni yapmay

Dünyaya ağlayarak geliriz. Büyümekse bir hayal kırıklığı sürecidir; yine de bir an önce büyümek isteriz. Büyüdükten sonra ise çocukluğumuzdaki yaşama sevincini özleriz...Çünkü çocuk soru soran, araştıran, merak eden, oyun oynayan, bir ´´haz yaratığı´´ dır; oysa büyüdükçe arzuları körelir, ilgileri azalır ve yetinmeyi bilen bir erişkine dönüşür. Çocuğun ilgi ve merakının özellikle cinsellikle ilgili olduğu, sorunlarından ve oyunlarından bellidir. Çocuk, cinselliği bilmek ister, büyüklerse başka bir şeyi, kül

Değerlerin insanlar karşısında inandırıcılığını yitirdiği, insanların hayatta kılavuzsuz kaldığı bir zamanda Stephanie Dowrick neredeyse insanlık tarihi kadar eski erdemleri yeniden gündeme getiriyor: Cesaret, sadakat, kendini tutma, cömertlik, hoşgörü ve bağışlayıcılıkAcının, kederin, nefretin, kıskançlığın, yıkımın, hüsranın tek başına yaşadığımız bir durum olmadığını; felaketlerin, kötülüklerin,husumetlerin tek kurbanı olmadığımızı; bütün bunlarda bizi olgunlaştıran ve güçlendiren yanlar bulduğunu, hatta

Çoğumuz yaşamımızın bir anında her şeyi bırakıp bu dünyadan ayırlmayı düşünmüşüzdür. Ama düşünsek de bunu yapmayız, bir şey bizi vazgeçirri. Oysa gerçekten bırakıp gidenler hep olmuştur ve olacaktır. Kendini öldürmek pek çoğumuz için anlaşılmaz bir eylemdir. İnsan eylemleri içinde en anlaşılmaz olanı belki de... İntihara eğilimli olanlarımız için ise öylesine tanıdık ve anlaşılır bir eylemdir ki bu! Tüm acılara son veren en makul ve en rahatlatıcı çözüm gibi görünür. Bu yüzden olsa gerek intihar çok sık yaş

Yayınevimizde daha önce yayımlanan ´´Kadınlar Neden Yazdıkları Her Mektubu Göndermezler´ adlı kitabın yazarı Darian Leader´ dan kadın-erkek ilişkisine yönelik eğlenceli ve düşündücürücü bir kitap daha, Leader bu kitabında, verilen sözlerden çok, tutulmayan sözlerin anlamı üzerinde duruyor ve buradan hareketle kişinin hayatında olmayan şeylerle ilişkilerini irdeleyerek kadınla erkeğin hayatlarındaki bu yokluklara nasıl tepki verdiğini araştırıyor. Leader, aslında kadınla erkek arasında yaşanan sorunların v