Eskiden Şam`dan gelen ve Mersin`de yerleşen Bakkayli lakabıyla anılan Şeyh Ali Bakkayli`nin oğludur. Bakkayli yerine Güler soyadını almıştır. 1339 tarihinde Mersin`de doğdu. Arapça konuşmasını baba ve annesinden öğrendi. Arapça okumayı da zamanın Arap hocası rahmetli Ahmet Bebiş`ten öğrendi. İstanbul Pertevniyal Lisesi`ni bitirdikten sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde üç yıl okudu ve bir sertifika aldı. Daha sonra İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Fakültesi`nin Konsolosluk bölümünden mezun o

Her yörede, bizden önceki yaşayan insanların “Mukallit” dedikleri, şakacı, mazarrat kişiler vardır. Çevrelerinde yaptıkları ile, konuştukları ile iyi olarak veya kötü olarak bilinirler. Bu yazdıklarımın hemen tamamı kendi çevremden derleyip topladıklarım. Örneklemek adına verdiğim bir kaçı dışında hepsinin yaşayanlarını, isimlerini, bulabildiklerimin doğum ve ölüm tarihlerini yazmaya çalıştım. Bazıları öğüt, nasihat içerir. Çoğunluğu yörenin kültürü, geleneği ile ilintilidir. O yüzden gelecek nesle belge mi

Anadolu Aleviliğinin kaynaklarını, kültürel dayanaklarını ve gelişimini değerlendiren Hacı KARTAL kitabında Alevilikle ilgili yaşanan sorunlara da temas ederek bütünleştirici ve farklılıklara saygı gösteren bir üslupla öneri ve görüşlerini paylaşmaktadır.

Kalbimden tutuştum kalbimdesin sen Dile bile söylemedim sevdamı Hicran kışı ile başımda esen Yele bile söylemedim sevdamı Bağrım alev alev tükendi hazım Gönülden inlerim çıkmaz avazım Her türlü derdime ortakken sazım Tele bile söylemedim sevdamı Hicrana düş oldum gama dolandım Bazı durgun oldum bazı bulandım Mecnun gibi sahra sahra dolandım Çöle bile söylemedim sevdamı Nazlı yarin hayalini yar ettim Varlığıyla aşkı bende var ettim Bülbül oldum feryat ettim zar ettim Güle bile söylemedim

Madrabaz Yazamayan iki satır yazıyı Yıllarını verenleri hor görür Yıldızlara çalım satar dem tutar Önündeki hendekleri zor görür Boş konuşur kimseye söz düşürmez Ne söylesen bildiğini şaşırmaz Sanırsın ki çok dürüsttür aşırmaz Ahlak sıfır her nesneyi kâr görür Tutmaz olur sendeleyip düşeni Kışın donup yazın korda pişeni Ekmeğinin arkasından koşanı Kibir vardır konuşmayı hor görür Dermani’yim ben bu işe şaşarım Yıllar yılı bu yollarda koşarım Yeri g

1937 yılında Malatya/Yazıhan/Karacaköyünde doğan yazarımızın anne karnında iken babasını kaybettiği, yoksulluk içinde büyümesi nedeniyle başarılı olmasına karşın ilkokuldan sonra eğitimine devam edemediği , 1967 yılında işçi olarak Almanya`ya giden ilk kuşaklar içinde bulunmuş olup, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonunun kuruluşunda yer aldığı ve bir dönem Federasyon bünyesindeki dedeler Kurulunda görev yapmış olup, halen Almanya Stuttgartlta yaşamını sürdürmektedir. "Çan`dır elhak, Hakk`ı bilen bulandır,

Evvel bize hak diyenler Kirledi kirledi gitti Nefsine tabi olanlar Yırladı yırladı gitti Kimi dilden Hakk`ı buldu Kimi tuttuğunu saldı Kimi yağmaz bulut oldu Gürledi gürledi gitti Erler çeker çetin yayı Mertlere ururlar tayı Kimi bunda ne var deyi Zorladı zorladı gitti Teslim Abdal der zatıma Şek getirmem sıfatıma Elin iti gıybetime Hırladı hırladı gitti

Imam Oral: wurde 1943 in der Stadt Erzincan im Dorfe ‘Çadırkaya’ des Landkreises Tercan geboren. Da es in der Region zu dieser Zeit noch keine Schulen gab, erlernte Imam Oral eigenständig das Lesen und Schreiben. Imam Oral wanderte bereits früh aus und lebt seit 1970 in Deutschland. In seinen Jungen Jahren übte er verschiedene Tätigkeiten aus. Seine Artikel sind in vielen Zeitschriften erschienen und sein Buch "Die islamische Welt und ihre rückläufige Vernunft" wurde erstmals 2003 veröffentlicht. Imam Oral

Sevgi Boyu Yol, İzzet Çetin tarafından kaleme alınmıştır. Kitap 2004 yılında Can Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Sevgi Boyu Yol adlı eser Türkçe dilindedir.

Ben Kanber Çavuş. 1945 SİVAS İmranlı doğumluyum. 4 çocuk babası 6 torun dedesiyim. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, 75 yıllık hayatımın kısa bir özetidir denebilir. Bu kitapta; acı tatlı hatıralarımı, zorluk ve imkânsızlıklar için de geçen çocukluk yıllarımı, pişmanlıklarımı ve keşkelerimi, yapmak isteyipte yapamadıklarımı, kısacası, dünümü bugünümü ve yeni nesillerimiz için hayalini kurduğum yarınları anlatmaya çalıştım. Hem bir hatıram hem de bir nebze olsun gençlere bir nasihatim olsun istedim.

Geldim Anasır gömleğim giydim serime Uyudum gafletle bu yana geldim Meğer Üçler agâh imiş sırrıma Kün dedi erenler uyanageldim Karnında sakladı Yunus’u balık Balık bahane oldu emretti Hâlık Dört kapı erkânını verdiler salık Gizli sır içinde ayâna geldim Halâs buldu hidayete erenler Aşk olsun dediler gerçek erenler Elest-i demine ikrâr verenler Alım satım edip dükkâna geldim Bâtıl dava kılmam birdir pazarım Anın için böyle sermest gezerim Üç huruftan dört kitabı yazarım Okudum defteri

Özgün mani geleneğimizin yaşatıldığı yörelerden birisi de Kemaliye (Eğin) dir. Büyük çoğunluğunu kadınların söylediği bu maniler genellikle 11 hecelidir. Alagözlü - Kömürgözlü maniler diye de adlandırılır. Zengin bir mani geleneği bulunan yörede ayrıca 5, 7, 8,14 heceli manilere de rastlıyoruz. Eğin manilerinde ağırlıklı olarak gurbet acısı, yalnızlık duygusu, derdini söyleyememe, gözyaşını içine akıtma, özlemin doruğa ulaşması kendisini hissettirir. Bir bakıma Eğin manileri Anadolu`nun özetidir. Füsun Durn

1952`nin baharında anamın deyişiyle "Eli Bayramında* yani Nevruz`da dünyaya geldim. Canım memleketim Kars`ın en uç ilçesi Kızılçakçak`ın (Akyaka) Küçük Kımıllı (Küçük Durduran) köyünün damı toprak bir evinde 7 erkeğin sonuncusu olarak doğurdu anam beni, iki de bacım toplam 9 kardeş olduk. Anam Gülsüm`ü Toprak, babam Suat`ı (Seyyat) bir ağaç gövdesi bildim. Kardeşlerim dallar çocuklarımız yapraklar ve torunlarımız meyveler... İlk olarak herşeyi anam, babam ve kardeşlerimden sonra doğadan, köyümden, insanlard

1938 Bayburt doğumluyum. Üç yıllık Egitmenli Okulu kendi köyümde, 4. ve 5.sınfları Hart’da (Aydıntepe), Orta Okulu ise Bayburt’ta okudum. Sınavla Gümüşhane Ögretmen Okulu’nu 1959’da bitirdim. Çocukluğum köyümde geçti. Köyde tarım ile uğraşır, tabiat içinde her işi yapardık. Çocuk oyunlarını her mevsim oynardık. 1959’da Ağrı ili Doğubeyazıt ilçesinde üç yıI ögretmen olarak görev yaptım. Sonra Bayburt’a atandım. Bayburt’ta beş yıl görev yaptıktan sonra, İstanbul - Yalova’ya tayin oldum. İstanbul ve Bursa’ya y