Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
?Ağır ağır çıktı odadan, banyoya girdi, şofbeni yaktı, suyu açtı. Büyük bir gürültüyle akan suya baktı, elini tuttu, ılıktı tam istediği gibi. Fakat yine de bir türlü giremiyordu suyun altına. Değişmek istemiyorum da ondan. Bu suyla birlikte içindeki her şey akıp gidecek. Sonra yavaşça girdi. Hiçbir şeyin akıp gideceği yok. Ne kolay öyle! Korkaksın da ondan. Her şey hemen değişiversin istiyorsun. Sanki daha mı iyi olurdu? O zaman da peşinden koşar, bir türlü yetişemezdin. Şimdi de geri kalıyorum; bak şimdi
564 TL.
Evvela güneş, o cehennem güneşi değil, o siyah dumanlı, insanın belini büken güneş değil, kız gibi saf ve taze bir güneş gelip odaları aydınlatıyor, ‘Uyanınız' diyordu; sabaha kadar deniz insana mahrem ve şen bir ninni söylüyor, bazen tehevvür ederek gürlüyor, köpürüyor, fakat ekseriya böyle sakin bir kuzu gibi melul ve uslu... Suat her gün bu güneşle beraber uyanıyor, sıçrayıp camları açıyordu, o zaman içeri sabah, hayat, neşe, bâhusus gençlik, her şey sade bu güneşle, sade denizin sesleriyle, bütün bunlar
100 TL.
Vedat Türkali, beş yıl aradan sonra yazdığı bu romanında Türkiyenin 70li yıllarına ayna tutuyor. Üniversiteli, sol görüşlü bir gencin gözünden Türk siyasi tarihinin en çalkantılı dönemlerinin birinin geniş bir panoramasını verirken, barınamadığı bir toplum içinde yolunu çizemeyen Muhsinin tutkulu ilişkilerini de zor günlerin öyküsüne katıyor. Kökleri o yıllara dayanan ve günümüzde çokça tartışılan siyasal gelişmeler, sağ-sol çatışmaları, toplumsal güç olarak din ve sendikalaşmalar gibi konuların ve olayları
324 TL.
 %  25
Rübab-ı Şikeste
Türk edebiyatının Batılılaşma sürecine büyük katkıda bulunan ve Edebiyat-ı Cedide, diğer adıyla Servet-i Fünun Edebiyatı'nın en büyük temsilcilerinden biri olan Tevfik Fikret'in kaleme aldığı Rübab-ı Şikeste, insana ve doğaya dair konuları dönemin yazın üslubuyla harmanlamış bir eserdir. Eser aruz vezniyle yazılmış olup çokça Arapça, Farsça tamlama ve kelime barındırdığından, okunması günümüz okurları için nispeten zordur. Prof. Dr. Mehmet Kanar'ın titiz çalışmasıyla yayıma hazırlanan bu eserde, matbu metin
168.75 TL. 225 TL.
Sebahat Altıparmakoğlu, "Bu bir Vedat Türkali eseri. Ben sadece parçaları birleştirdim" diyor Fatmagül'ün Suçu Ne? için. Vedat Türkali'nin 1986'da film, 2010'da televizyon dizisi olarak çekilmiş senaryosu, Sebahat Altıparmakoğlu'nun düzenlemesiyle eşsiz bir romana dönüşüyor bu kitapta. Ege'de bir kıyı kasabasında tanıdık bir hayat: Balıkçıların, motor tamircilerinin yaşam mücadelesi; birbirine sevdalı Fatmagül ve Mustafa; kasabanın egemen sınıfları arasındaki siyasi-ekonomik çıkar çatışması ve garibanın di
100 TL.
Bu kitapta, çocuklarının kendi aralarında Albayım dedikleri, Emekli Albay Yurdanur Yılmaztürk'ün evinin basıldığı 7 Kasım 2007'den bir gün önce başlamak suretiyle beş gün içinde sona eren bir hikâye anlatılıyor. Söz konusu hikâyeyi Albay'ın büyük oğlu Kemal'in gözünden ve kurgularından izleriz. Kemal solcudur; bastırılmış ve sorunlu bir kişiliği vardır. Küçük oğlan Mustafa ise girişimci ve bitirim bir karakterdir. Albayım ilk evliliğini Fikriye Hanım'la, ikinci evliliğini ise Latife Hanım'la yapmıştır. Roma
100 TL.
Hayatı yazmaya onu, ille de dile dökmeye çalışan bir kadının öyküsü anlatılıyor. Daha ilk sayfada kendi yolunu bulmaya, dünyada kendisi olarak yaşamaya azmetmiş bir kadın kahraman çıkar karşımıza, kararlı olduğu kadar ürkek de olan bir kadın. Geçmişin ve bugünün kopmuş parçalarını, kelimelerle birleştirmeye çalışırken bir başka yüzyıldan bir başka kadının kelimeleriyle karşılaşır. Manevi açıdan tam bir dönüm noktasıdır bu. İnsan yalnız değildir! Çektiği acılar geçmişte başkaları tarafından da çekilmiştir, k
130 TL.
Modern İran edebiyatının esas kurucularından biri olarak değerlendirilen Sâdık Hidâyet'in Kör Baykuş'u, yirminci yüzyılın en çarpıcı metinlerinden biri. Modern bireyin dramını keskin bir bakışla ve soğukkanlı bir tavırla kurcalayan; insanın açmazlarına, tıkanma noktalarına ışık tutan Kör Baykuş, yeniden ve yeniden okunması gereken kitaplardan. İnsanın toplumla, gelenekle, varlık sorunuyla ama daha da önemlisi aşkla olan gerilimli ilişkisine farklı bir pencereden bakarak, bu alanlara dair yeni anlamlar üreti
80 TL.
Kasvetin, acının ve ölümün Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöktüğü bir dönemi anlatıyor Segâh Makamı. 12 Eylül darbesinin sol-sosyalist hareketleri tasfiye ettiği, devrimci umutların yerini hayal kırıklıklarına bıraktığı bir dönemden sonrasını anlatıyor roman: Hayatta kalanların, yaralarla incinip kırılanların dönemi. Ama bir "yenilgi" romanı değil Segâh Makamı. Kaybolan umutları yeniden diriltmek için "her şeye rağmen" mücadelede ısrar etmek, toparlanmak, kımıldamak için harcanan çabanın erdemine işaret
300 TL.
Tarihsel olanı bütün katılığı, çiğliğiyle roman dışı niteliklerini göze batırıcı biçimde roman olaylarının içine koymaya özen gösterdim. Roman yapısındaki düşsel olaylar; yoğun, acılı, duygu dokusu içinde gelişirken, kaynayan suya atılmış buz kalıpları gibi somut tarihsel olaylar, kişiler yolunu kesip, birden karşısına dikiliverir okuyucunun. Somut, tarihsel olaylar bitince roman yine kendi çizgisi içine döner. Tek Kişilik Ölüm'de; tarihsel anlarda, o anları kapsayan süreçlerdeki yıkılışlara neden olan kiş
180 TL.
- Bir kez bir ülkede, dedi Özgür, hoşgörü yok, düşünceden, düşünmekten korku yaygınlaştırılıyorsa ne parlamentosu, ne özgürlüğü be; ne demokrasisi?.. 'Ya tam susturacağız; ya kan kusturacağız,' diye bas bas bağırıyor adam. Yani onun gibi düşünmedin mi yasak koyuyor, öldürecek seni... Sonra da elini kolunu sallayarak dolaşabiliyorsa hangi özgürlük be? Bırak ki elini kolunu da sallamıyor boşu boşuna; bomba sallıyor, bıçak sallıyor, kurşun sıkıyor... O sloganı atmaktan daha büyük suç da yoktur aslında, demokra
336 TL.
Mahmut Eşitmez ilk romanı Liberhell'de, dünyanın topyekûn bir uçuruma sürüklendiği, baskı ve despotluğun yeni biçimlere büründüğü, herkesin her şeyden şüphelendiği bir çağda yönünü bulmaya çalışan insanların bir kentin içine sıkışmış hikayesini anlatıyor. Kent insanları geçmişten koparılmış, geleceğe umutla bakmaktan çok uzaklar. Özgürlük kavramının neredeyse anlamını tamamen yitirdiği bir dönemde, kentin bir köşesinde kendiliğinden oluşmuş bir paralel yaşam tarzı olan Liberhell insanlara ağır bedelleri ola
220 TL.
Aşka düşmüş bir insanın gözüne dünya çok başka renklerde görünebilir. Peki ya, sadece 'âşık olan bir adamın gözünden İstanbul, ne kadar renkli olabilir? Bir insan algısının sınırlarını zorlar ve gördüğü gibi değil de, istediği gibi algılamaya karar verirse ne olur? Ve en önemli soruya dikkat edin, bir yalan ne kadar kontrolden çıkarsa amacını yitirir? Anıl Nişancalı ilk romanı Evren Bozması'nda, ergenliğini yeni atlatmış bir roman kahramanının maceralarıyla bu soruların yanıtını veriyor. Evren Bozması,
20 TL.
Tükendi
"Oysa hayat yumuşaktır Halil. Bunca acıdan sonra söylüyorum bunu; hayat yumuşaktır." "Frau Basler, sorunuzu unutmayın. Şarap diyordunuz?" "Ha evet, o basit bir sorudur. Halil, mein lieber, şarap kadındır; çünkü erkek beklemeyi bilmez." Hasan Sever ilk romanı Birazcık Halil'de, bizi saran hırçın zamanın ve ona ait anlatıların kesiştiği trajik bir bedenin öyküsünü anlatıyor. Romanın kahramanı Halil, aslında sadece kendine ait basit bir hayat özlemi duyuyor olsa da kaçınamadığı tarihinin korunda yanmaya ma
200 TL.
(...) Ustalıklı roman akışının yanı sıra kullanılan tarihsel veriler, Vedat Türkali'nin kitabına Ermeni sorunu konusunda gerçekten değerli bir belge niteliği kazandırmış. Soykırımın canlı tanığı Dede'nin siyasal örgütlenmeler üzerine anlattıkları da son derece önemli. Genelde azınlıklar, özelde ise Ermeni, Rum ve Kürt kırımları konusunda TKP'nin, hatta genelde Türk solunun tavrı, bazı istisnalar dışında, pek de tutarlı olmadığından, bu tarihi yaşamış bir Ermeni şahsiyetin bu konudaki değerlendirmelerine keş
144 TL.
Nevzat Güngör, yirmi yılı aşan zorlu tutsaklığını kelimelerin ve kurgunun gücüyle tersine çevirmiş, onu saran griliği kalemiyle yenmiş bir yazar. Dışarıdaki çoğu insanın tersine, Güngörün edebiyat yoluyla kurduğu öteki dünyalar, onu hem kendi hikâyesiyle yüzleştiriyor hem de politik insana dair her şeyi tereddüt etmeden tersyüz etmemize yol açıyor. Nevzat Güngörün üçlemesinin ilk romanı olan Özgür Ölüler, kimi zaman fantastik dünyaların, kimi zaman da distopyanın kıyılarından ter, öfke, umut ve düş kırıklı
27.78 TL.
Tükendi
Diciembre adlı tiyatro kumpanyasının son kalan iki mensubu, Henry ve Patalarga, eski ve unutulmaz bir deneyimi bir kez daha yaşamayı kafaya koymuş; oyundaki üçüncü karakterin rolünü yeni mezun Nelsona vermiş, Peru kırsalında Ahmak Cumhurbaşkanı adlı oyunla turneye çıkmıştır. Kitap boyunca Perunun yakın tarihini, ülkeyi perişan eden iç savaşı, o savaşın etkilerini, bu üç aktörün çok ilginç ve sürprizlerle dolu kişisel hikâyeleri aracılığıyla öğreniriz. Onun kuşağından insanlar, aslında gayet sıradan olaylar
264 TL.
İspinoz ve Fransız Balkon romalarındaki izleği sürdüren Ahmet Coşkun, yeni romanı Acuka'da da incinmiş, örselenmiş, engellenmiş bir roman kahramanının iç dünyasına yerleşiyor. Kamburunu, kısa boyunu, cılız bedenini, sırtındaki eğriliği taşımaktan yorulmuş bir adamın Acuka adını taktığı komşusu Madam'a duyduğu aşkın, daha doğrusu karşılığı olmayan bir tutkunun hikayesi bu. Roman kahramanının bunalımını sakatlığın bıraktığı bir maraza indirgemiyor Coşkun; sevgisizlikten, annesizliğin, kadınsızlığın yok edi
13.89 TL.
Tükendi
İÇERİK TANITIM Hu sesi duvarları, camları titretiyor. Önce Efendi, arkasından herkes gürültüyle içine halkalar halinde halının üzerine çöküveriyor. Şeyh anlaşılmayan bir şeyler okumaya başlıyor. Mırıltılar. Ortalıkta gezdirilen buhurdanlıktan yayılan koku genzini yakıyor. Sıcak, ter ve buhardanlıktan çıkan duman sarmalanıp kalabalığın üzerinde geziniyor. (...) Başlar bir sağa bir sola dönüyor, sıcaklık artıyor. Oysa ki bu daha bir şey değil. Perdeler bir bir kalkıyor, sesler tizleşip yükseliyor. Esma tekr
16.67 TL.
Tükendi
Şefim, dedi, sesi titriyordu. Bekledi bir süre, konuşamıyordu sanki, boğazına bir şeyler kaçmış gibi yutkunup durdu birkaç defa, sonra önündeki masaya gözlerini dikerek, Şefim Semih Şefim dün akşam trafik kazası geçirmiş diyebildi. Ayhan ilk önce anlamadı, sonra olduğu yere usulca oturduktan sonra, Nasıl kaza, var mı bir şey şefimde peki? ağzından şaşkınlıkla, ne dediğini bilmeden. Var Semih Şefim, bir milletvekili ve bir de üzerinde sahte kimlik çıkan biri varmış arabada, üçü de ölmüş. Hepimizin bildiği b
22 TL.
Tükendi
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2